Hiç Namaz Kılmadan Cennete Giden Kişi

Hiç Namaz Kılmadan Cennete Giden Kişi

kelimeisahadetHayber savaşı sırasında İslâm ordusu ile Hayber Kalesi’ndeki Yahudiler arasında mücadelenin iyiden iyiye kızıştığı bir andır.

Hayberli yahudilerden birisinin yanında çobanlık yapan bir zenci, savaşın zorlu anlarından birinde Rasul-i Ekrem A.S. ile karşılaşır ve “bana İslâm’ı anlatır mısınız?” der.

Efendimiz, ilk akla geleceği üzere “Şimdi sırası mı? Git, uygun bir zamanda gel!” tarzında bir cevap vermez, oturur ve o zenci çobana İslâm’ı anlatır. Yüreğine sıcacık birşeyler aktığını hisseden çoban, o anda Kelime-i Şehadet getirerek müslüman olur.

Savaş bütün şiddetiyle devam etmektedir ve çoban henüz kavuştuğu imanın heyecanıyla birşeyler yapmak istemektedir. “Ey Allah’ın Rasulü” der; “Ben şu koyunların Hayberli sahibinin yanında çalışan bir işçiyim. Bu koyunlar bana emanet. Şimdi bunları ne yapsam?”

Müslüman askerlerin günlerdir bir şey yemeden çarpıştığı bir savaşta olmalarına rağmen Efendimiz şöyle buyurur:

“İslâm, emanete ihanet etmemeyi emreder. Sürünün başına dön, koyunların yüzlerine hafifçe vurarak onları kaleye doğru yolla. Yüce Allah seni isteğine kavuşturacaktır.”

Sürüyü kaleye sokan çoban, vakit kaybetmeden mücahitlerin arasına koşar ve savaşa atılır. Çok geçmeden yahudilerin attığı bir taşla şehit olur.

Savaş bittikten sonra, diğer şehitlerle birlikte zenci çobanın cansız bedenini de getirip sırtüstü yatırırlar. Efendimiz A.S. şehide bakar ve hemen yüzünü çevirir. Yanında bulunanlar niçin böyle yaptığını sorduklarında der ki:

“Şu anda onun yanında hurilerden iki zevcesi var ve yüzünden toprakları siliyorlar.”

Birkaç saat içinde başına cennet kuşu konan bu zenci çoban, müslüman olduktan sonra bir namaz vakti bile dolmadan şehitlik payesini elde etmiş ve cennete uçmuştur.

Adının Yesar olduğu söylenen bu şehit çobanın birkaç saatlik kutlu macerası, daha sonra sahabiler arasında bir bilmeceye konu olur:

– Bilin bakalım! Hiç namaz kılmadan cennete giden adam kimdir?

Cevap: Şehit çobandır!

Murat Hafızoğlu

Semerkand Dergisi

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir