Etiket: İmam Gazâli-KİMYAİ SAADET

Kabir Azabından Emin Olmayı Deneme Yolu

Kabir Azabından Emin Olmayı Deneme Yolu Ahmaklardan ve gururlulardan, aldanmışlardan bir grup vardır ki, şöyle derler: «Eğer kabir azabı varsa, biz bundan eminiz. Çünkü, bizim onunla hiç alâkamız yoktur. Onun varlığıyla yokluğu bize göre aynıdır». Bu iddia boştur. Tecrübe etmeyince, anlaşılamaz. Eğer her şeyi hırsız alır götürür, yahut kendisi için kıymetli olan şeyi arkadaşına verir,

Kabir Azabı Herkes İçin Değildir

Kabir Azabı Herkes İçin Değildir Eğer kabir azabı, kalbin bu dünyaya bağlanması sebebiyle ise, hiç kimse bundan kurtulamaz. Çünkü, kadın, evlât, mal ve mevkiyi herkes seviyor. O hâlde kabir azabı herkese olacaktır. Bundan kimse kurtulamayacaktır derse, cevabında deriz ki: Dediğin gibi değildir. Öyle insanlar vardır ki, dünyadan geçmiş olurlar, onların dünyada lezzet alacakları ve rahat

Kabirdeki Ejderhalar Baş Gözüyle Görülemez

Kabirdeki Ejderhalar Baş Gözüyle Görülemez Sen şeriatın, zahir haberlerine göre, bu ejderhalar baş gözü ile görülebilir dersin. Ruhun içinde olan ejderhalar görülür cinsten değiller. Biliniz ki, bu ejderhalar görülebilir. Ama ölüler görür. Bu dünyada olanlar göremez. Çünkü, o âleme mahsus şeyler, bu dünya gözü ile görülemezler. Bu ejderhalar, bu dünyada görüldüğü gibi, ölüye görünürler. Fakat

Kabir Azâbının Hakikati ve Dereceleri

Kabir Azâbının Hakikati ve Dereceleri Kabir azabının aslı şimdi öğrendiğin gibi dünya sevgisidir. Bu azab da farklıdır. Dünyayı isteme derecesine göre, bazılarına çok, bazılarına az olur. Meselâ kalbi bu dünyaya yalnız bir cihetten bağlı olan bir kimsenin azabı; mal, mülk, hizmetçi, hayvan, mevki, azamet ve bütün dünya ni’metlerine sahip ve kalbi bunların hepsine bağlı olan

Kabir Azabının Mânâsı

Kabir Azabının Mânâsı Şimdi «Kabir azabını» anlatmamıza sıra geldi. Kabir azabı da iki kısımdır: Rûhanî ve cismanî. Cismanî olanı herkes bilir. Ruhanî olanı ise, kendini bilenden başkası bilmez. Ruhunun hakikatini bilmesi, kendi zâtı ile kaim [var] olması ve kıyamı için bedene muhtaç olmasını, ölümden sonra bâki olduğunu, ölümün onu yok eylemediğini, ölümün ise; gözünü, elini,