Hz. MERYEM

 Hz. MERYEM 1 İlim Saati Hz. Meryem

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘ Ahiretin en hayırlı kızı Meryemdir.’ buyurmuştur. Hz. Meryem Kur’an’da adı geçen tek kadındır. Hz. Meryem Zekeriye Peygamber’in himayesinde büyümüştür.

Meryem”dindar kadın” anlamına gelir. “Biz ona ruhumuzdan üfledik. O gönülden itaat edenlerdendi” buyuran Rabbimiz biz inananlara Hz. Meryem’ örnek göstermiştir.

Hz. Meryem’in Babası İmrandır. Kendisi Davut Peygamberin soyundan gelmiş  âlim bir zattı. İmran’ın ve eşi Hanna’nın çocuğu olmuyordu. Hanna bir gün bir ağacın gölgesinde otururken, yavrusunu doğurmaya çalışan bir kuş gördü. Bunu gören Hanna içlendi ve o an Allah’a Kendisine bir evlat vermesi için yalvardı. Eğer duası kabul olursa çocuğunu Beyt-i Makdis’e (Kutsal Mabed) hizmetçi olarak adayacağını söyledi. O zamanın şartlarına göre böyle  adaklar erkek çocuklar için yapılırdı. Kadınların Kutsal Mabed’e girmeleri yasaktı. Hanna bu adağını yaparken öyle içten dua etmişti ki çocuğunun kız olabileceğini düşünmemişti bile. Her şeyi sebebiyle yaratan ALEMLERİN RABBİ elbette ki en doğruyu bilendi.

Meryem doğmadan kısa bir süre önce babası vefat etti. Hanna çocuğunu doğurduğu zaman “Rabbim ben onu kız doğurdum. Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı senden onu ve soyunu korumanı diliyorum” diyerek dua etti.  Bebeğini kucağına alıp Kutsal Mabed’e gitti. Musevi âlimlerin onay vermeyen bakışları altında bu adağa sadık kaldı.

Hz. Meryem’i yetiştirmeyi Zekeriye Peygamber üstlenmişti. Zekeriya Peygamber’in Hanımı Meryem’in teyzesiydi. Hz. Meryem kimi zaman yerleri temizler, kimi zaman diğer hizmetlilerin de işlerine yardım eder, sabahlara kadar iş yapardı. Yaşına göre çok zor şarlar altında eziliyordu.

Kutsal Mabed’de büyüyen Meryem Zekeriya (a.s) Peygamber tarafından çok güzel dini bilgilerle eğitilmişti. Kendisi iffet abidesi olarak bilnirdi. Zekeriya Peygamber Meryem için mabette özel bir miihrap yapmıştı.  Hz. Meryem mabedinde Rabbine dualar ederdi.

Meryem’in dua ve ibadetle geçen günlerinde melekler ona gelerek “Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor. Adı; Meryemoğlu İsa Mesihtir. Dünyada da ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıkldıklarındandır” buyurdu.

Kısa bie süre sonra Cebrail (a.s.) güzel ve genç bir insan suretiyle Hz. Meryem’in karşısına çıktı. Meryem “Çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınan bir kimse isen bana dokunma” dedi. “Yalnızca sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin elçisiyim” diyen meleğe kendisinin hiç bir mahrem elin değmediği halde nasıl çocuğunun olacağını sordu. Cebrail ise  ,”Bu doğum Allah için çok kolaydır ve ezelde takdir edilmiştir”. diye cevap verdi.  Alemlerin Rabbi “Irzını iffetle korumuş olan (Meryem’i de an). Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık ” buyurmuştu. Böylelikle ezelde takdir edilen gerçek olmuştu!

Hz. Meryem İsa’ya hamile kalmıştı. İnsanlara bu durumu nasıl anlatacağını bilemiyordu. Bu durumu teyzesine anlatmayı düşündü. Teyzesi iman sahibi olduğu için bu durumu hemen anladı ve Meryem’ e destek oldu.

Meryem’in karnı büyüdüğünde bunu ilk farkeden  mabette beraber büyüdüğü amca oğlu Yusuf oldu. Şüpheli sorularla Meryem’den bu durumu açıklamasını istedi. “Tohumsuz Ekin biter mi?. Yağmur olmadan ağaç büyür mü? Erkek olmadan çocuk olur mu?”dedi, Meryem’e.  Hz. Meryem ise “Evet Allah ilk gün ekini tohumsuz bitirdi. Tohum dediğin şey, Allah’ın tohumsuz bitirdiği o ekindendir. Allah’ın ağacı yağmursuz bitirdiğini de bilirsin. O kudreti ile bunların hepsini yarattıktan sonra yağmuru ağacın hayatı için vasıta kıldı”dedi. Yusuf “Allah’ın herşeye kâdir olduğunu ve dilediğine ‘Ol’ demesiyle olduğunu söylüyor ve buna inanıyorum” diye ekledi. Bunun üzerine Hz. Meryem, “Allah’ın Adem ile Havva’yı anne babasız olarak yarattığını bilmiyormusun?” dedi. Böylelikle Yusuf’un içindeki tüm şüpheler silinmiş, içi rahatlamış  oldu.

Hz. İsa’nın doğum zamanı yaklaşmıştı. Bu yüzden Meryem insanların şüpheli bakışlarından kurtulmak için uzak bir yere çekildi. Doğum vakti gelmiş sancıları sıklaşmıştı. Tek başına ıssız bir yerde tutunduğu, yaslandığı ntek nesne kurumuş bir hurma ağacıydı!

Gözyaşları içinde “keşke ölseydim deunutup gitseydim” diyerek acısını dile getirdi.O an “Sakın üzülme” diyen bir ses işitti. Yan tarafından serin bir ırmak akıverdi. “Hurma dalını kendine silkele! üzerine taze ve olgun hurmalar dökülsün!” buyurdu. âlemlerin Rabbi, kuru hurma ağacı çoktan yeşerip meyve vermişti bile bu masum anne yesin diye.

Hz. Meryem mucizevi bir şekilde doğan bebeğini kucağına alıp bağrına basar. Rabbinin kendisini koruduğuna inanan Meryem bebeğini alır şehre döner. Meryem’in kucağında bebekle yürüdüğünü gören insanlar hayretler içinde kalırllar. Onu yaralayan ithamlar karşısında kucağındaki bebeğini göstererek bu olayın sırrını bebek İsa’ sormalarınışaret eder.  Kendisi ise Rabbinin emre gereği konuşmaz. Öfkeyle beşikteki bebeğin nasıl konuşabileceğini sorarlar. Bebek İsa “Ben şüphesiz Allah’ın kuluyum…” diyerek dile gelir. İnsanlar bu duruma şahit olsalar bile yine de bu durumu yalanlarlar.

Bazı rivayetlere göre Hz. Meryem, amca oğlu Yusufla birlikte,  oğlu İsa’yı da alarak Mısır’a hicret ederler. Çünkü zalim bir hükümdar olan Herodos Kudüste doğan bütün çocukları öldüreceğini söylemiştir. İslam kaynaklarına göre ise Hz. Meryem Zekeriya Peygamber’in himayesine verilmiştir. Bebeğiyle birlikte Kudüs yakınlarında bir yere yerleşir. Hz. Meryem’in ne kadar yaşadığı ve nerede öldüğü bilinmiyor. İzmir Efes’te Hz. Meryem adına yapılmış bir mabet vardır.

11 Comments

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir