HZ. ALİ’NİN BÜYÜKLÜĞÜ Birgün ashab Peygamberimiz (s.a.v)’den Hz. Ali‘yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara sordu: – Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler: – Yine iyilik ederiz. – Yine kötülük yapsa? – Biz yine iyilik ederiz? –
Eğer Allah’a Bir Daha İşiniz Düşmeyecekse Gazneli Mahmut, İslam’ı yaymak amacıyla Hindistan’a on sekiz sefer düzenlemişti. Bu seferlerin birinde oldukça şiddetli bir direnmeyle karşılaşmış, bu zor durumdan kurtulmak için Allah’a şöyle niyazda bulunmuştu: “Ey Rabbim! Sen yardım edensin. Bizlere yardım eyle. Şayet bu savaştan galip çıkarsam aldığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım.” Gazneli Mahmut, bu seferden
Kıymetli Olan, Gizlide Durur “Harâbât ehlini hor görme zâkir. Defineye mâlik virâneler var.” Kıymetli olan, gizlide durur. Gizli olana hoyrat eller, bîgâne gönüller bulaşamaz. Ne ki sebîl olmuştur, fedâ olunmuş demektir. Kıymeti hâiz değer, özen ister, âşinalık ister. “Her sıradan insan anlasaydı ilâhî kıymet ve fazîletleri, ötelerden gelen bunca irşâd ediciye ne gerek kalırdı…” Eski
Bir Musibet Bin Nasihattan Yeğdir Kumandanlarından biri bir zafer dönüşü Halife Hz. Ömer‘in huzuruna çıktı. Yanında kısa boylu, tıknaz biri bulunuyordu. Hz. Ömer “Bu kim?” diye sordu. Kumandan anlattı: “Efendim bu benim sağ kolumdur. Hangi görevi verdimse başarı ile tamamladı. En gizli haberleri yerine ulaştırdı. Bazen bir orduya bedel hizmet gördü. Zaferlerimi onun sayesinde kazandım
İllet mi Zillet mi? Kahraman bir delikanlı, Moğollarla yapılan savaşta derin bir şekilde yaralanmıştı. Hemen cephe gerisine gönderilerek tedavisine başlandı. Fakat gösterilen bütün ihtimama rağmen yarası iyileşmiyordu. Bir arkadaşı şu tavsiyede bulundu. ”Filan adamda, yaranı iyileştirecek, çok etkili bir merhem var. Eğer istersen ,sanırım sana bir miktar verebilir.” Hâtem- i Taî cömertliğiyle nasıl meşhursa, bahsettiği