TASAVVUFUN MEVZUU

TASAVVUFUN MEVZUU Tasavvufun mevzuu, keşf ve müşahede yoluyla; belki, vecd ve vicdan yoluyla; Zât, ilâhî Sıfatlar, oluşlar, tecelliler; Allah’ın isim ve filleridir. Kâinatın Efendisi, vârisleri olan hakikî âlimlere iki çeşit miras bırakmışlardır: Bir zâhir ilmi, diğeri bâtın ilmidir. Zâhir ilmi, o faydalı ilimdir ki, üstün Sahâbiler, onu en yüce Peygamber’in söz ve davranışlarından almışlardır. Tâbiler zümresi, müçtehidler

TASAVVUFUN GAYESİ

TASAVVUFUN GAYESİ Tasavvufun gayesi, kötü ahlâk ve maddî-mânevî düşük vasıflardan arınmak; iyi ahlâk ve üstün vasıflarla donanmaktır. Şöyle ki: «Ben üstün ahlâk değerlerini tamamlamak için gönderildim» meâlindeki hadisin işaretlerinden, en üstün Peygamberin gönderilişi ve peygamberliğindeki gayenin, yüksek ahlâkı tamamlamak olduğu anlaşılmış oluyor. 

TASAVVUFUN BAŞLANGIÇ VE DOĞUŞU

TASAVVUFUN BAŞLANGIÇ VE DOĞUŞU En üstün Peygamberin saadet devirlerinde olduğu gibi, ondan sonra da İslâm’ın fazilet örneklerine, Peygambere arkadaşlık yapmalarından daha üstün bir fazilet olmadığından «Sahabî» ismi verildi. Hemen onlardan sonra gelenlere «tabiîn-uyanlar», onları takip edenlere de «etba-ı tâbiîn-uyanlara uyanlar» denildi. İnsanlar arasında ihtilâflar başlayıp, ayrılıklar doğunca, dinî mertebelerde de değişiklikler ve bozulmalar meydana geldi. Ümmetin seçkinlerinden, dinî

Allahü Teâlâ Kullarından Mîsâk Aldı

Allahü Teâlâ Kullarından Mîsâk Aldı Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratınca, belini kudretiyle mesh buyurduğu zemân, ondan iki avuç aldı. Birisini sağ tarafından, diğerini ise sol tarafından aldı. Her insanın zerresini birbirinden ayırdı. Âdem aleyhisselâm onlara bakdı ki, onların zerreler gibi olduğunu gördü. El-Vâkı’a sûresindeki bir âyet-i kerîmede meâlen, (İşte bu sağdakiler Cennet ehlinin amelini yapacaklarından, Cennetlik

Kötü Ahlak ve İlaçları

Kötü Ahlak ve İlaçları Müslümânın her şeyden evvel kalbini temizlemesi lâzımdır. Çünkü, kalp, bütün bedenin reîsidir. Bütün uzuvlar kalbin emrindedir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur. Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk olur. Bu, kalptir) buyurdu. Ya’nî bu, yürek denilen et parçasındaki gönüldür. Bunun iyi