Kırk Hadis-i Şerif 3. Âmentü billâh’de Sonra da Dosdoğru Ol. Âmentü billâh’ demek, ‘Allah (c.c)’a inandım’ demektir. Bu mübarek hadis-i şerif bize Cenab-ı Hakk’ın varlığına birliğine iman ettikten sonra ikinci önemli hususun doğruluk olduğunu haber vermektedir. Buradaki dosdoğru olmak, her durumda, niyette ve işte dürüstlük ve istikamet sahibi olmaktır. O istikamet de Cenab-ı Hakk’ın emir
Huzurlu Bir Hayatın Yolu; Ölü olsun diri olsun, sakın kimseyi küçük görme; sonra helak olursun. Çünkü bilemezsin, belki o senden daha hayırlı birisidir. Kötülediğin kimse şimdilik fasık olabilir, ancak sonuç önemlidir. Kim bilir, belki sen onun şimdiki hali üzere ölürsün, o ise güzel bir halde gidebilir. Sırf zengin olduğu için kimseyi gözünde büyütme. Çünkü bütün
Enes İbni Malik (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Her kim cuma gününün sabahı, namazdan evvel üç kere: “Kendisinden başka bir ilah olmayan, O Hayy ve Kayyûm olan Allah’tan mağfiret dilerim ve (günahlarımdan) O’na tövbe ederim.” Derse, günahları denizin köpükleri kadar (fazla) da olsa, Allahû Tealâ o günahları
Kırk Hadis-i Şerif 2. Rahmeti Gazabımı Geçti. Bu hadis-i şerif bir ‘kudsi hadis’tir. Yani mana bakımından Cenab-ı Hakk’a, sözleri bakımından Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’e aittir. Cenab-ı Hak hem rahmet hem de gazap sahibidir fakat rahmeti gazabından çok daha geniştir. Zira o gafur ve rahimdir, kullarına çok merhametlidir. Rahmeti ile dünyada bütün kullarına nice nimetler bahşeder,
Kırk Hadis-i Şerif 1. Cennetin Bedeli, “Lâ ilâhe illallah”tır. “Cennetin bir bedeli var mı?” diye sorulduğunda, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz bu hadis-i şerifte zikredilen cevabı vermişlerdir. “Lâ ilâhe illallah: Allah’tan başka ilah yoktur” sözü kelime-i tevhiddir ve Müslümanlığın giriş kapısıdır. Bu sözle alemlerin mutlak hakiminin Allah olduğu, gerçek hükümranlığın sadece O’na ait bulunduğu kabül edilmiş olur.